Dogru_Yol

Üye
  • İçerik sayısı

    1.928
  • Katılım

  • Son ziyaret

  • Days Won

    20

Dogru_Yol kullanıcısının paylaşımları

  1. Yalnızlık....

    Sayın zeynepkrtas Güzeldi....emeğine sağlık....teşekkürler..... Efkarını dağıtmıyor her gece, Ard arda içtiğin sigara Ve başıboş akan ırmaklar gibi, Dalıp dalıp gidiyorsun yollara.
  2. Yağmur Güzeli...

    Sayın zeynepkrtas Güzeldi....emeğine sağlık....teşekkürler..... Bu şiiri yağmur yağarken yazdım Ezanlar okunuyordu minarelerden Seni düşünmeseydim yağmurlu havalarda Sokaklara çıkmayı göze almazdım.
  3. Susmak Askın DiLidir

    Sayın Cemre Güzeldi.....emeğine sağlık....teşekkürler..... Ayrıca Sayın Zeynepkrtas'a katılıyorum.....bazı yerler de yazılar çok küçük....bu durum hem güzel görüntüyü bozuyor hem zor okunuyor....bunu ben düzelticektim ama özellikle size bırakıyorum....siz de forum da görevlisiniz ve lütfen görselliğe dikkat....
  4. Yatağa bağımlı kızını morfin ve ilaçlarla öldürmekten yargılanan anne, “Kızım istedi, intiharına yardım ettim” dedi. İNGİLTERE’nin Güney Sussex bölgesindeki Heathfield kasabasında, felçli olan kızını öldürmekten yargılanan Bridget Kathleen Gilderdale mahkemede “Onun acılarını sonlandırdım” dedi. Aralık 2008’de, Bridget Kathleen Gilderdale isimli kadın, 17 yıldır bir tür beyin iltihabı olan Myalgic Encephalomyelitis (ME) nedeniyle felç olan kızı Lynn’i önce morfinle öldürmeye çalıştı. ‘Beni kızım ikna etti’ 31 yaşındaki Lynn morfinle ölmeyince, annesi bu kez birçok farklı ilacı karıştırarak serumuna kattı, ayrıca damarlarına hava enjekte etti. Cinayetten yargılanan Bridget Kathleen Gilderdale, “Kızım bunu yapmam için 4 saat dil dökerek beni ikna etti” dedi. Lynn’in ölmeden önce sürekli İsviçre’deki ötanazi kliğinin internet sayfasına baktığı da ortaya çıktı.
  5. Üniversitede okurken beyninde oluşan ödem yüzünden felç geçiren ve 11 yıldan beri yatağa mahkum yaşayan Muharrem Demir'in (33) hukuk mücadelesi özürlü çocuklara örnek oldu. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu'nun bakıma muhtaç özürlülerle ilgili yönetmelikteki yanlışlığı düzeltmek için açtıkları davayı kazanan Demir ailesi, 80 bin engelli ve yakınının, kesilen 'bakım ücretini' yeniden alabilmesi için örnek teşkil etti. 'Evladımın bir gülüşüne dünyaları veririm' diyen Tahir Demir ile hayat arkadaşı Mesure, bitmek tükenmek bilmeyen geceler, günler boyunca çocuklarının acılarını hafifletebilmek, rahat ettirmek için başından ayrılmıyor. İşçi emeklisi olan Tahir Demir'in ayda aldığı 720 lira emeklilik maaşı ve Muharrem için ödenen aylık 275 liralık malullük parasıyla hayatlarını sürdürmeye başlayan aile, oğulları Muharrem Demir'in bakımı için 3 ev ve bir araba parası harcadı. Tahir Demir, kirasını ödeyemediği Kayseri'deki evi terk edip, memleketi Nevşehir'in Avanos ilçesine bağlı Altıpınar Köyü'ne, Almanya'da yaşayan bir akrabalarının 'yazlık' niyetiyle yaptırdığı eve yerleşti. Günde ortalama 4 hasta bezi kullanan, özel diyet ve beslenme programı uygulanan Muharrem'i hayatta tutabilmek için bütün imkanlarını seferber eden ve tüm birikimlerini tüketen Demir ailesinin imdadına, Başbakanlığa bağlı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK)yetişti. SHÇEK'in, 30.07.2006 tarihinde resmi gazetede yayınlayarak yürürlüğe koyduğu 'bakıma muhtaç özürlülerin tespiti ve bakım esaslarının belirlenmesine ilişkin bu yönetmelik', kendi evladı bile olsa, özürlüye bakan ailelere para yardımı yapılmasını öngörüyordu. Yönetmelik sayesinde Demir ailesi, yatağa bağlı yaşayan Muharrem'e baktıkları için asgari ücrete yakın bir para almaya başladı. Demir ailesinin 3 çocuğundan biri olan Muharrem'den 7 yaş küçük olan kardeşi Yusuf 25 yaşını tamamladı. Erciyes Üniversitesi İktisat Fakültesi'nde okuyan Yusuf'un 25 yaşına girdiği geçen yıl, ailenin aldığı bakım parası da kesildi. Maaşın kesilme nedenini araştıran Tahir Demir, şu madde ile karşılaştı. Bakım hizmeti esaslarının belirlenmesine ilişkin yönetmelikteki, "23.10.2007 tarih ve 26679 sayılı resmi gazetede yayınlanan değişikliğin 2'nci ile 4'üncü maddesinin (h) bendinde, ailenin toplam gelirinin, fert başına düşen oranının asgari ücretin 3'te 2'sini geçmemesi gerektiği hükmünün yer aldığı. Ailedeki bireyler sayılırken de aynı yönetmelikte '25 yaşını tamamlamamış çocukları' ifadesinin kullanıldığı anlaşıldı. Bu yönetmeliğe göre inceleme yapan sosyal hizmet uzmanlarının, Yusuf Demir'in 25 yaşını tamamladığı için Demir ailesinin hanesinden çıktığını kayda alıp, aylık geliri de 4 kişi yerine 3 kişiye pay edip, asgari ücretin 3'te 2'siyle orantıladıkları belirlendi. Yapılan bu hesaplama sonucunda da Demir ailesinin fert başına düşen aylık gelirinin, asgari ücretin 3'te 2'sinden 12 lira fazla olduğu tespit edildi. Yapılan hesaplamalar sonucunda da Muharrem Demir için ödenen bakım ücretinin kesilmesine karar verildi. Yönetmelikteki değişikliğin kaldırılması ve yürütmenin durdurulması için Bölge İdare Mahkemesi ile Danıştay'a dilekçe veren Tahir Demir, gerekçe olarak da 'Türk örf ve ananeleri ile Muharrem'e bakım şartlarının zorluğu'nu ortaya koydu. Evde eşi, kendisi ve oğulları Yusuf'un yaşadığını belirten Tahir Demir, "Her ne kadar oğlum 25 yaşını bitirmiş olsa da o hala bizim desteğimizle hayatını sürdürmekte. Evimde yiyip içiyor ihtiyaçlarını bu evden karşılıyor. Başka bir şehirde bile yaşıyor olsa, öğrenci olması ve işsizliği nedeniyle bizim maddi desteğimizle ayakları üzerinde durabiliyor. Üstelik, biz oğlumuzun başından bir an olsun ayrılamıyoruz. Muharrem'in ihtiyaçları bir kişi tarafından karşılanabilecek gibi değil. O'nun beslenmesi, yıkanması, vücudunun bakımı ve temizliği gibi günlük işler bile tek kişi tarafından yapılamıyor. Durum böyle olunca her ne kadar oğlumuz Yusuf Demir 25 yaşını bitirmiş bile olsa, hala bizim yanımızda yaşamını sürdürüyor. Yönetmelikte '25 yaşını tamamlamamış' ibaresi bulunuyor. Biz bu ibarenin kaldırılması halinde mağduriyetimizin giderileceğini gördük ve dava açtık." dedi. Bölge İdare Mahkemesi, verilen dilekçeyi incelerken, Danıştay 10'uncu Dairesi Tahir Demir'in gerekçesini haklı gördü. Demir ailesi yanında 80 bin engelli yakınını da ilgilendiren düzenlemenin yapılmasına karar verildi. Yönetmelikte yer alan, "Bakmakla yükümlü olunan bireyler: Bu yönetmeliğin uygulanmasında, üveyler de dahil olmak üzere bakıma muhtaç özürlünün kendisi, kendisi ile birlikte aynı evde yaşayan eşi, çocukları ile ana ve babası, çocuklarının eşleri, evli olmayan torunları, ana ve babanın ana ve babası, evli olmayan kardeşleri, eşinin ana ve babası, eşinin evli olmayan kardeşleri, başka adreste bulunsa dahi evli olmayan ve eğitimini devam ettiren 25 yaşını tamamlamamış çocukları ile aynı durumdaki kardeşleri ve eşinin kardeşlerini' açıklamasında yer alan '25 yaşını tamamlamamış' hükmünün kaldırılmasını istedi. Bu hükmün kaldırılması halinde 80 bin engelli ailesinin kesilen maaşının geri ödenmeye başlayacağını belirten Tahir Demir, "Danıştay 10'uncu Dairesi, Anayasa'nın 124'üncü maddesine aykırı bulduğu bu hükmün kaldırılmasını istedi. Böylece hem bizim mağduriyetimiz, hem de binlerce bakıma muhtaç özürlü ailesininki giderilmiş oldu." açıklamasını yaptı.
  6. Yazar Mustafa Öztürk, engellilerin sorunlarını “Can Aynı Can” adlı kitabıyla okurlarına ulaştırıyor. Öztürk, “ateşin düştüğü yüreklere” yani engellilere adadığı kitabında, bu alandaki sorunları, kaygıları, acıları ve umutları engellilerin ve annelerinin dilinden anlatıyor. TOPLUMDA engellilik konusunda bilinç oluşturulması için radyo ve TV programları yapan, hasta çocukların gelişimi ve eğitimi konusunda üniversitede ders veren yazar Mustafa Öztürk, lisans ve yüksek lisans eğitimini işletme üzerine yaptığını ancak yedi yıl önce belediye için bir proje hazırlarken engellilerin ihtiyaçlarını fark ettiğini ve o gün bugündür de başka bir konuda çalışmayı düşünmediğini söyledi. Ailesinde de engelli kimse bulunmadığını anlatan Öztürk, “insani ve dini” nedenlerle engellilerin eğitim olanaklarının artırılması, sosyal hayata ve istihdama katılmaları, toplumda engellilik konusunda bilinç oluşturulması için elinden geleni yaptığını anlattı. Yüzde 74’ü okuma bilmiyor Engellerin aşılması konusunda en büyük çabayı, “ateşin düştüğü yüreklerin” yani engelli ebeveynlerinin özellikle de annelerin harcadığını belirten Öztürk, engellilerle empati kurulması ve onların fark edilmesi için son kitabında annelerin sözlerine, umutlarına ve hayal kırıklıklarına yer verdiğini kaydetti. Türkiye’deki 8.5 milyon özürlünün yüzde 74’ünün okuma yazma bilmediğine, sadece yüzde 0,2’sinin üniversite mezunu olduğuna dikkati çeken Öztürk, eğitim, istihdam ve ulaşılabilirlik konusunda atılacak her adımın, “annelerin yanan yüreğine bir damla su” olacağını ifade etti. Engelliliğin bir ceza olmadığını vurgulayan ve “engellilik, o kişilerin; hayatlarını kolaylaştırmak ise bizim imtihanımızdır” görüşünü dile getiren Öztürk, “Tekerlekli sandalye dağıtmak çözüm değil, özürlüleri gönüllü mahkum olmaktan kurtarmak, sosyal hayata katmak lazım” dedi. Türkiye’de 2005’te kabul edilen Özürlüler Yasası’nın bu alanda önemli düzenlemeler ve haklar getirdiğine işaret eden Öztürk, yasanın, hükümetin engellilik alanındaki iyi niyetli çabalarının bir sonucu olduğunu söyledi. Bürokratlar sabote ediyor “AB ülkelerinde bile örneği az olan bu yasayı bürokratların çoğu bilmiyor” diyen Öztürk, iyi niyetli çabaların, “bürokratlarca sabote edildiğini” savundu. Gerek Özürlüler Yasası gerek İmar ve Belediye yasalarının, engellilerin lehine düzenlemeler içerdiğini, bu konuda yönetmelikler de yayımlandığını belirtti. Yüzme bilmeyen çocukla denizde “YAŞADIĞIMIZ hayatı size özetleyerek bitirmek istiyorum mektubumu; kucağımızda yüzme bilmeyen bir çocukla denizin ortasındayız. Çocuğun yüzmeyi öğrenmesi imkansız. Bizim gücümüz çocukla birlikte yüzerek sahile çıkmaya yetmiyor, ancak onu suyun üzerinde tutabiliyoruz. Bu durumda karadaki insanlardan bize ip atlamalarını beklemek çok şey midir?” diye anlatıyor içindeki yangını bir engelli annesi. Bir başka anne ise çocuğunu yetiştirirken gördüğü duyarsızlığı, “Toplumun bize bakışında bu çocukların özründen daha büyük bir sakatlık var ve bu bakışta insaf yok” satırlarıyla dile getiriyor.
  7. Türkiye genelinde 18 yaşını doldurmuş ve özür derecesi yüzde 40-69 arasında olan engellilerin maaşlarının miktarının aylık 185.34 TL, üç aylıkları 556 TL olduğu bildirildi. Karadeniz Engelliler Federasyonu Basın Sözcüsü Psikolojik Danışman Hasan Tahsin Yazıcı, 2010 yılındaki yeni zamla birlikte özürlü maşları hakkında bilgi verdi. Yeni düzenlemelerle birlikte 18 yaşını doldurmuş ve özür derecesi yüzde 40-69 arasında olan engellilerin maaşlarının miktarının aylık 185.34 TL, üç aylığın 556 TL olduğunu belirten Hasan Tahsin Yazıcı, engellilerin 1 Mart'ta 3 aylık farkı da alacakları için yaklaşık 575-580 TL civarında maaş alacağını, 1 Haziran'da alacakları ücretin ise 556 TL olacağını söyledi. 18 yaşını doldurmuş ve özür derecesi yüzde 70-99 arasında olan engellilerin maaşlarının miktarının aylık 278.02 TL, üç aylık 834 TL olduğunu hatırlatan Yazıcı, bu engellilerin 1 Mart'ta 3 aylık fark alacaklarının 855-860 TL civarında, 1 Haziran'da ise alacaklarının 834 TL olacağını vurguladı. Yazıcı, engellilerin ücret konusunda yeterli bilgiye sahip olmadığını da sözlerine ekledi.
  8. Alanya Sosyal Hizmetler İlçe Müdürlüğü tarafından, `Özürlü Evde Bakım Hizmetleri Uygulaması`ndan yararlanan 560 aile için yürütülen çalışmalarla ilgili bilgilendirme toplantısı düzenledi. Alanya Belediyesi Kültür Merkezi`nde gerçekleştirilen toplantıya Antalya Sosyal Hizmetler İl Müdürü Ramazan Özen, Alanya Sosyal Hizmetler İlçe Müdürü Çetin Geyik, Antalya Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü Özürlü Hizmetleri Şube Müdürü Mehtap Durna ve uygulamadan yararlanan aileler katıldı. Antalya Sosyal Hizmetler İl Müdürü Ramazan Özen, 2007 yılından buyana Antalya ve ilçelerinde 6 bin 43 ağır özürlü ailesinin sosyal hizmetler il ve ilçe müdürlüklerine müracaat ettiğini söyledi. Müracaatta bulunan 148 kişiye ulaşılamadığını belirten Özen, Sıra bekleyen vatandaşımız yok. Dosyaların tamamını neticelendirdik. Bu konuda Türkiye`nin en başarılı illerinden birisiyiz. 4 bin 180 özürlü ailesine de bakım ücreti ödüyoruz. komisyonumuzca uygun görülmeyen ve talebi reddedilen 950 dosya var. Ekonomik sıkıntı içinde olan ve bakım imkanı olmayan 218 vatandaşımızı da özel bakım merkezlerine yerleştirildik. Antalya genelinde `engellime bakamıyorum` diyen vatandaşımız bize müracaat etsin, yarım saat içinde işlemlerini yaparak özel bakım merkezine yerleştirelim" dedi. Bir engelli ile ömür boyu yaşamanın ne demek olduğunu ancak engelli ailelerinin anlayabileceğini ifade eden Özen, "Bu nedenle sizler çok değerlisiniz. Alanya`dan başlamak üzere Antalya genelinde sohbet toplantıları düzenlemeye başladık. Alanya Kaymakamlığı`nın engelliler konusunda yaptığı çalışmaları yakından takip ediyoruz. Bu nedenle Alanya Kaymakamı Hulusi Doğan`a teşekkür ediyorum. Biz her ilçede bu duyarlılığı maalesef göremiyoruz" diye konuştu. Alanya Sosyal Hizmetler İlçe Müdürü Çetin Geyik ise, 2007 yılında yürürlüğe giren yönetmelik çerçevesinde başlayan evde bakım hizmetlerinden yararlanmak için her gün müdürlüğe müracaat edenlerin olduğunu söyledi. Evlerinde ağır özürlü bakan vatandaşların bu hizmetten yararlanabildiklerini belirten Geyik, "Kurumumuzun ana amaçlarından birisi özürlülerin de toplumun sunduğu hizmetlerin tümüne diğer insanlar gibi ulaşması ve ortaya çıkan gelişmelerden eşit biçimde yararlanmalarının sağlanmasıdır. Son yıllarda özürlülük alanındaki en önemli açılımlarımızdan biri, kurumumuzun bakım hizmetleri ile birlikte, bakıma muhtaç özürlülere ikametgahlarında veya bakım merkezlerinde bakım hizmeti sunmaktır. Bu kapsamda Alanya ve Gazipaşa`da 647 özürlüye evde bakım hizmeti verilerek bakımını sağlayan ailelerine bir aylık net asgari ücret tutarında ödeme yapılmaktadır. Tüm destek programlarına rağmen, ailesi yanında bakımı mümkün olmayan özürlülere ülke çapında faaliyet gösteren bakım ve rehabilitasyon merkezlerinde hizmet verilmektedir. Ayrıca özürlülere özel bakım merkezleri aracılığı ile bakım hizmeti sunulması yönünde bir açılım getirilmiş ve bu kapsamda son 2 ayda 40 adet özel bakım merkezi hizmete açılmıştır. Müdürlüğümüzce 6 özürlümüz, özel bakım merkezine yerleştirilmiştir" dedi. Antalya Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü Özürlü Hizmetleri Şube Müdürü Mehtap Durna da, engelli vatandaşlara ve ailelerine Antalya ve ilçelerinde 22 komisyon ile hizmet verdiklerini belirtti. Hakan Yalçın
  9. Akşehir İlçe Emniyet Müdürlüğü ekiplerince engellilerin parmak izi alma çalışmaları devam ediyor. Kaza ve kayıp durumlarında kendisini ifade edemeyecek olan engellilerin kimlik tespitinin yapılabilmesi amacıyla, Emniyet Genel Müdürlüğü'nün başlattığı parmak izi uygulaması neticesinde, Akşehir'de bugüne kadar 7 engelli vatandaşın parmak izinin alındığı öğrenildi. Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından başlatılan parmak izi uygulaması ile, kendini ifade edemeyecek durumda olan, başkalarının yardımına muhtaç olarak yaşayan engellilerin parmak izlerinin alınması için Türkiye'nin 81 ili ve ilçesinde parmak izi uygulaması yapılıyor. Gönüllülük esasına dayanan ve halen devam eden uygulama sebebiyle, parmak izi ve resimlerini vermek isteyen engelli vatandaşların, aileleri ya da yasal vasisi ile birlikte İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne müracaat etmeleri istenmektedir.
  10. Muğla´nın Kavaklıdere İlçesi´ne bağlı Çamlıbel Beldesi´nde dövülerek kör edilen 15 aylık Sevinç Baylan´ın dramı yürekleri dağladı. Devlet korumasına alınan minik Sevinç´in annesi Feriştah Baylan´ın ``O artık kör oldu. O´na bakamam, ilgilenemem. Diğer çocuğumla zor başediyorum. Engelli bir çocuk istemem'' demesi, duyanları şoke etti. Geçen, 25 Kasım´da, ziyaretine gelen dedesi Tahsin Baylan tarafından vücudundaki morluklar farkedilerek Çamlıbel Sağlık Ocağı´na götürülen 15 aylık Sevinç Baylan, ilk müdahalenin ardından önce Yatağan Devlet Hastanesi´ne ardından da durumu ağır olduğu gerekçesiyle Muğla Devlet Hasbtanesi´ne sevk edildi. Burada yoğun bakıma alınan minik Sevinç´in tedavisinin 10´ncu gününde iki gözünün birden kör olduğu anlaşıldı. Geçen Cuma günü tedavisi tamamlanan Sevinç bebek, ailesinden alınarak Mu¬la´daki Vali H³seyin Aksoy Ãocuk Yuvası´nda devlet korumasına alındı. Ancak küçük kızın dramı bununla da kalmadı. Daha öncede bir çok kez dövüldüğünü ileri sürülen talihsiz bebeğin mahkeme kararıyla kendisinden alınmasına sessiz kalan annesi Feriştah Baylan´ın (27), ``O artık kör oldu. O´na bakamam, ilgilenemem. Diğer çocuğumla zor başediyorum. Engelli bir çocuk istemem'' demesi duyanların şoke etti. Kızını kendisinin dövmediğini ileri süren Feriştah Baylan, ``Oğlum Erdem´in kıskanarak kardeşini itti. O da başını duvara çartı'' diyerek kendini savundu. Baylan, psikolojisinin bozuk olduğu iddialarına ise kabul etmeyerek, ``Beş yaşındayken menenjit nedeniyle beyinden ameliyat olmuşum. Ancak, sağlığım ve akli dengem yerinde'' dedi. KAYINVALİDESİ SUÇLADI Üç çocuk, sekiz torun sahibi Fatma Baylan (57) ise gelininin sözlerine tepki gösterdi. 12 gün boyunca torunu Sevinç´in başında refakatçi olarak kaldığını belirten Fatma Baylan, buradaki hasta yakınlarının gelininin kendilerine kızı Sevinç´le ilgili olarak `Bu kız doğduğunda ona hiç bakmak istemedim. Hiç emzirmedim. İlgilenmek de istemiyorum' dediğini anlatıklarını iddia etti. Gelinin daha önce de torunlarını dövdüğünü anlatan öfkeli kayınvalide Baylan, şunları söyledi: ``O zaman sorduğumuzda kıskançlık nedeniyle ağabeyinin dövdüğünü söyledi. Biz de bunun üzerine Sevinç´in beşiğini, ağabeyi yetişmesin diye tavana astık. Ancak, bir süre sonra Sevinç´in yüzünde yine morluklar olduğunu gördük. Bu defa da bize `Ağabeyi, televizyon kumandasını beşiğe fırlattı' dedi. Çocuklarını dövdüğü gerekçesiyle daha önce bir kaç kez jandarmaya ifade de verdi.'' Feriştah Baylan´ın eltisi Raziye Baylan da, Sevinç bebeğin daha önce bir kaç saatliğine kendilerinde kaldığını anlatarak, ``Bezini değiştirmek istediğimde diz kapakları ve bacaklarında morluklar olduğunu gördüm. Annesine sorduğumda, `Haberim yok. Çocuğu siz dövdünüz' diyerek, bizi suçlamıştı. Zaman zaman böyle tutarsız davranışları oluyordu'' dedi. ``ÇOCUĞUMU ALMAK İÇİN GEREKİRSE EŞİMİ BOŞARIM'' Bir mermer fabrikasında işçi olarak çalışan Baba Ergün Baylan ise çocuğunun kendilerinden alınmasına üzüldüğünü söyledi. Çocuğunun kendisine geri verilmesi halinde gerekirse eşini bile boşayabileceğini ifade eden Baylan, ``Doktorlar kızımın gözlerinin artık görmesinin mümkün olmadığını söylediler. Ancak, vücudundaki darp yaralarıyla ilgili tedavisi zaman zaman yapılıyor. O´nun yokluğuna alışamadım'' dedi.
  11. Şanlıurfa İl Özel İdaresi tarafından Tarımsal Hizmetler Müdürlüğü bünyesinde ‘ağaçlandırma’ işinde 6 ay çalıştırılacak 45 kişilik geçici işçi kadrosuna bin 527 kişi başvurdu. Başvuru sayısının fazla olması nedeniyle çekilişin yapıldığı salona sığmayan adaylar, soğuk havaya rağmen kapının önünde bekledi. İş için başvuru yapan 1527 kişinin ismi bir kovaya boşaltıldı ve ardından kuar çekildi. Noter huzurunda yapılan kura çekiminde adları çıkanların asgari ücretle çalıştırılacakları belirtildi. Şanlıurfa İl Özel İdaresi, İşkur'dan, ‘Tarımsal Hizmetler Müdürlüğü’ bünyesinde ‘Toplum yararına çalışma’ projesi kapsamında 6 aylığına fidan dikme, budama ve ağaçlandırma işlerinde çalıştırılmak için 2’si engelli, 1'i hükümlü olmak üzere toplam 45 kişilik eleman talep etti. Bunun üzerine, İşkur'un verdiği, 18 yaşını tamamlamış ve okur- yazar olma şartlarının arandığı iş ilanına bin 527 kişi başvurdu. Başvuru sayısının fazla olması nedeniyle işe alınacakların noter huzurunda çekilecek kurayla belirlenmesine karar verildi. Şehit Nusret Fidanlığı'nda bugün yapılan kura çekimine işsizler ve yakınları katıldı. Jandarmanın yoğun güvenlik önlemi aldığı kura çekimine sabah erken saatlerde gelenler, izdihama yol açtı. Yaklaşık 5 saat ayakta bekleyen adaylar, saat 11.30'da başlayan kura çekiminde heyecanlı anlar yaşadı. Kura çekiminde, noter tarafından hazırlanan isim listeleri kimlik numaralarıyla birlikte tek tek kesilerek cam kavanoza bırakıldı. Ardından kapı önüne konulan bir masanın üzerine çıkan noter görevlisi, cam kavanoz içindeki kağıtları, herkese gösterdikten sonra bir plastik kovaya döküp, karıştırdı. Görevli tarafından yapılan çekimde adları çıkan adaylar, kimlik numaralarıyla birlikte kaydedildi. Yaklaşık 2 saat süren kura çekilişinde adları çıkan şanslı adayların, 6 ay boyunca asgari ücretle çalışacakları belirtildi.
  12. Sevgili okurlar bürokratik engelleri aşmada zorlanan özürlülerden gelen şikâyetler bitecek gibi değil. Halbuki var olan yasalar adam gibi uygulansa mağdur insan sayısı azalır. Ama ne hikmetse yasalardan bihaber olanların inatla "ıhh" demesi yaşamı iyice zorlaştırıyor. Burdur ve Nevşehir cezaevinden mektup gönderen iki okurum mağdur olmuş soruyor: Cemalettin Bey 18 yaşıma kadar yetiştirme yurdunda büyümüş hiçbir geliri olmayan biriyim. Şu an Burdur E Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutukluyum. 2022 sayılı Yasa'dan maaş almak için valiliğe başvurdum. Durumum incelendi ve muhtaç olduğuma karar verildi. 23.06.2009 günü % 40 özürlü raporumla maaş için ilgili kuruma müracaat ettim. Ancak bir türlü maaş bağlanmadı. Zorunlu ihtiyaçlarımı karşılayabilmek için Fon'dan yardım talep ettim, olumsuz cevap aldım. Acaba tutuklu olmam maaş almama neden olur mu? Çok acil bu yazımı yayınlayarak karanlık dünyamızda bize ışık tutmanızdan dolayı teşekkür ederim. Ali DurakDeğerli okurum. 2022 Sayılı Yasa kapsamında özürlü maaşı alabilmeniz için, aylık gelirinizin 90 liranın altında, muhtaç durumda olmanız ve herhangi bir kurumda SGK'lı olmamanız gerekiyor. Zaten Burdur Valiliği 20.10.2009 tarih ve 470 sayılı yazıyla muhtaç olduğunuza karar vermiş. Tutuklu olmanız özürlü maaşı almanıza etki etmez. Muhtaç ve özürlü olmanız yeterli. Tüm şartları taşıdığınıza göre SGK'nın size özürlü maaşı bağlamaması tuhaf. Anlaşılan SGK engelliye engel olmaktan zevk alıyor. Sayın Gürsoy, bu mektubu size Nevşehir Kapalı Cezaevi'nden yazıyorum. Yazılarınızı takip ediyorum ve birçok konuda sayenizde bilgi sahibi oldum, sağolun. Ben % 54 oranında raporu olan özürlü bir kişiyim Abi, ben şunu merak ediyorum: Şu anda özürlü maaşı alıyorum. Hükümlü olursam (yani temyizdeki dosyam onaylanırsa) özürlü maaşı kesiliyormuş. Bu doğru mu? Cevabınızı bekliyorum. Rumuz Hümanist Öncelikle geçmiş olsun. Sizin gibi kader mahkûmlarının yaralarına yazılarımla merhem olabildiysem ne mutlu. Sorunuza gelince, hükümlü olmanızdan dolayı mevcut yasalara göre özürlü maaşınız kesilmez. Ancak, sağlamken sahte rapor alarak ve durumunuzla ilgili kuruma yanıltıcı bilgiler vererek maaş bağlatmanız ya da özürlü maaşı alırken SGK'ya tabi olarak çalışmanız halinde özürlü maaşınız kesilir. 'Kovulmak ağırımıza gidiyor' Ben 1965 doğumluyum. 1985'in üçüncü ayından itibaren Bağ-Kur'a prim ödemeye başladım. Bu tarihten itibaren 21 yıl 9 ay prim ödedim. 2007'nin üçüncü ayından itibaren SSK'ya geçtim ve 1 yılda SSK'ya prim ödedim. MS hastalığım nedeniyle çalışamadım ve % 63 özürlülük oranıyla (Hacettepe Üniversitesi'nden aldığım raporla) malulen emekli olmak için başvurumu yaptım. Ancak kabul edilmedi. Üst kurula gönderdim oradan da olumsuz cevap aldım. Artık yıllarca koşuşturmaktan ve modern şekilde kovulmaktan bıktım. Anlaşılan SGK yaşadıklarımızdan zevk alıyor. AB'ye girmeye çalışan bir ülkeye bu ayıp yakışıyor mu? Kadir Sarıdal % 53 özürlüye 18 yılda emeklilik 53 yaşındayım ve yüzde 53 raporum var. SSK başlangıç yılım 1 Kasım 1998. Şu an 3 bin 682 günüm var. Ne zaman emekli olabilirim? Bilgi verirseniz sevinirim. İstanbul Değerli okurum. Şu an 11 yıl 24 gün sigortalısınız. Yürürlükteki mevzuata göre vergi muafiyet belgenizin olması şartıyla yüzde 53'lük oranla 17 yıl, 3 bin 840 günü tamamlamanız gerekiyor. Şu an 134 gün daha prim ödeyip ve 6 yılı doldurduğunuz zaman emekli olabilirsiniz. Cemalettin Gürsoy Kaynak
  13. 11 Sene

    Tam 11 senedir, önce Radikal ve Fanatik’de daha sonra da Milliyet ve Posta‘da, engelliler ve engelliler sporları için yazılar yazıyorum. Geri dönüp baktığımda engelliler sporunun bugün geldiği nokta inkar edilemez. Bundan 6 sene öncesine kadar zamanın Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü yöneticilerinin hiçbir katkısı olmadı desem yalan söylememiş olurum. Bırakın destek olmayı, zamanın başarılı sporcuları ile ilgili ödül yönetmenliğinden tutun da, engelli spor federasyonlarının engel gruplarına göre bölünmesine kadar çektiklerimizi bir Allah bir de yakınımızdaki insanlar bilir. Bu sütunlarda yaptığımız eleştirilerden sonra “Yavuz Kocaömer basında yalan yanlış haberler yazıyor” diyen Gençlik ve Spor Genel Müdürü’nün gönderdiği basın açıklamasından 2 ay sonra, zamanın Spor Bakanı’nın ve 250 kişinin huzurunda “Yavuz Kocaömer yazıları ile bize ışık tutuyor” diyerek verdiği dürüstlük(!) örneğini hiç unutmadık! Gölge etmesinler! Engellilerin sporları son 10 sene içinde en büyük desteği Sayın Mehmet Ali Şahin’in Spordan Sorumlu Devlet Bakanlığı ve Mehmet Atalay’ın Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü sırasında gördü. Yaptıkları en önemli şey bizleri anlamak, eleştirilerimize kulak vermek ve daha sonra da gerekli desteği sağlamaktı. Atalay’dan sonra engelliler sporu konusunda Sayın Yunus Akgül de aynı şevk ve kararlılıkla destek oluyor. Sorun, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü teşkilatındaki iş üretmekten çok laf üretmeye meraklı bazı yerlere gelmiş personelden kaynaklanıyor. Bundan kısa bir süre önce Bursa’dan İstanbul’a gelen Gençlik ve Spor İl Müdürü tekrar görevine geri dönünce, eleştirilere kulak veren, engelli sporu için her türlü çabayı gösteren ve bu konudaki uyarılarımızı hoş karşılayan Tamer Taşpınar’ın tekrar İstanbul’a gelmesi önümüzdeki dönem içinde bir şans sayılmalıdır. Bizler, yani ben ve bu konuya gönül vermiş arkadaşlarım, elimizden geldiği kadar doğruları göstermeye ve ülkemizde engelliler sporunun yalnız uluslararası alanda değil ulusal alanda da daha geniş kitlelere yayılması için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz. Yeter ki bazıları “gölge” etmesinler. Yavuz Kocaömer
  14. Köprü...

    Sayın zeynepkrtas Güzeldi....emeğine sağlık....teşekkürler.... İşte sen beni hayata bağlayan en güzel köprüsün; köprülerin en güzelisin. Sevgilim... Güzelim...
  15. Bir Kadının Erkeği Olmak İstermisin

    Sayın sümeyye Çok güzeldi....emeğine sağlık....teşekkürler..... O kadar zeki olsun ki Benimle oynadığı oyunlarda beni yensin istedim.
  16. Ne Ekersen Onu Biçersin....

    Sayın zeynepkrtas Güzeldi....emeğine sağlık....teşekkürler.... Şunu unutmamak lazım; kendinizden bir şeyler vermeden, bazı ideallere kavuşamazsınız. Yani terlemeden, onu almanız zordur. Aynı sevgi ve dostluk gibidir bu. Bir insana sevgi verirseniz ondan sevgi alırsınız.
  17. Bryan Adams ( Everthing I Do )

    <div style="background-color:#090909;width:650px;"><embed src="http://www.vidivodo.com/VideoPlayerShare.swf?u=BFZARVhDWBI=" type="application/x-shockwave-flash"wmode="window" bgcolor="#090909" width="650" height="600" allowScriptAccess="always" allowfullscreen="true" ></embed><div style="background-color:#090909;padding:5px;color:#CCCCCC; font: 11px Verdana;">Video: <a href=http://www.vidivodo.com/347751/bryan-adams-everthing-i-do style="color:#FFFFFF;" target="_blank" title=" Bryan Adams - Everthing I Do"> Bryan Adams - Everthing I Do</a> Benzer: <a href=http://www.vidivodo.com/video-etiketler/everthing style="color:#FFFFFF;" target="_blank" title="everthing">everthing</a>, <a href=http://www.vidivodo.com/video-etiketler/I style="color:#FFFFFF;" target="_blank" title="I">I</a>, <a href=http://www.vidivodo.com/video-etiketler/do style="color:#FFFFFF;" target="_blank" title="do">do</a></div></div>
  18. Micheal Jackson ( Jam )

    <div style="background-color:#090909;width:650px;"><embed src="http://www.vidivodo.com/VideoPlayerShare.swf?u=BFZASl5FWxI=" type="application/x-shockwave-flash"wmode="window" bgcolor="#090909" width="650" height="600" allowScriptAccess="always" allowfullscreen="true" ></embed><div style="background-color:#090909;padding:5px;color:#CCCCCC; font: 11px Verdana;">Video: <a href=http://www.vidivodo.com/348132/micheal-jackson-jam style="color:#FFFFFF;" target="_blank" title=" Micheal Jackson - Jam"> Micheal Jackson - Jam</a> Benzer: <a href=http://www.vidivodo.com/video-etiketler/micheal style="color:#FFFFFF;" target="_blank" title="micheal">micheal</a>, <a href=http://www.vidivodo.com/video-etiketler/jackson style="color:#FFFFFF;" target="_blank" title="jackson">jackson</a>, <a href=http://www.vidivodo.com/video-etiketler/music style="color:#FFFFFF;" target="_blank" title="music">music</a></div></div>
  19. Micheal Jackson ( Liberian Girl )

    <div style="background-color:#090909;width:650px;"><embed src="http://www.vidivodo.com/VideoPlayerShare.swf?u=BFZASl5CXRI=" type="application/x-shockwave-flash"wmode="window" bgcolor="#090909" width="650" height="600" allowScriptAccess="always" allowfullscreen="true" ></embed><div style="background-color:#090909;padding:5px;color:#CCCCCC; font: 11px Verdana;">Video: <a href=http://www.vidivodo.com/348144/micheal-jackson-liberian-girl style="color:#FFFFFF;" target="_blank" title=" Micheal Jackson - Liberian Girl"> Micheal Jackson - Liberian Girl</a> Benzer: <a href=http://www.vidivodo.com/video-etiketler/micheal style="color:#FFFFFF;" target="_blank" title="micheal">micheal</a>, <a href=http://www.vidivodo.com/video-etiketler/girl style="color:#FFFFFF;" target="_blank" title="girl">girl</a></div></div>
  20. Britney Spears ( Gimme More )

    <div style="background-color:#090909;width:650px;"><embed src="http://www.vidivodo.com/VideoPlayerShare.swf?u=BFdBRVpDXhI=" type="application/x-shockwave-flash"wmode="window" bgcolor="#090909" width="650" height="600" allowScriptAccess="always" allowfullscreen="true" ></embed><div style="background-color:#090909;padding:5px;color:#CCCCCC; font: 11px Verdana;">Video: <a href=http://www.vidivodo.com/257557/britney-spears-gimme-more style="color:#FFFFFF;" target="_blank" title=" Britney Spears Gimme More"> Britney Spears Gimme More</a> Benzer: <a href=http://www.vidivodo.com/video-etiketler/britney style="color:#FFFFFF;" target="_blank" title="britney">britney</a>, <a href=http://www.vidivodo.com/video-etiketler/spears style="color:#FFFFFF;" target="_blank" title="spears">spears</a>, <a href=http://www.vidivodo.com/video-etiketler/more style="color:#FFFFFF;" target="_blank" title="more">more</a></div></div>
  21. Britney Spears ( Sometimes )

    <div style="background-color:#090909;width:650px;"><embed src="http://www.vidivodo.com/VideoPlayerShare.swf?u=BFZASltHWhI=" type="application/x-shockwave-flash"wmode="window" bgcolor="#090909" width="650" height="600" allowScriptAccess="always" allowfullscreen="true" ></embed><div style="background-color:#090909;padding:5px;color:#CCCCCC; font: 11px Verdana;">Video: <a href=http://www.vidivodo.com/348413/britney-spears-sometimes style="color:#FFFFFF;" target="_blank" title=" Britney Spears - Sometimes"> Britney Spears - Sometimes</a> Benzer: <a href=http://www.vidivodo.com/video-etiketler/britney style="color:#FFFFFF;" target="_blank" title="britney">britney</a>, <a href=http://www.vidivodo.com/video-etiketler/spears style="color:#FFFFFF;" target="_blank" title="spears">spears</a></div></div>
  22. Sevgi Sınavı

    Birgün ermişlerden birine sormuşlar: “Sevginin sözünü edenler ile sevgiyi gerçekten yaşayanlar arasında ne fark vardır?” “Bakın, göstereyim” demiş ermiş. Bir sofra hazırlamış. Sevgiyi dilinden düşürmeyen, ama dilden gönüle de indirmeyen kişileri çağırmış bu sofraya. Hepsi yerlerine oturmuşlar. Derken, tabaklar içinde sıcak çorbalar gelmiş ve arkasından da ‘derviş kaşığı’ denilen bir metre boyunda kaşıklar. Ermiş: “Bu kaşıkların sapının ucundan tutup öyle yiyeceksiniz” diye bir şart da koşmuş. “Öyle kaşığın çukur kısmına yakın yerden tutmak yok.” “Peki” demişler ve çorbayı içmeye girişmişler. Fakat o da ne? Kaşıklar uzun geldiğinden, sofradaki hiç kimse bir türlü döküp saçmadan götüremiyormuş çorbayı ağzına. En sonunda, bakmışlar bu iş olmuyor, vazgeçmişler çorbadan. Öylece, aç aç kalkmışlar sofradan. Onlar sofradan kalktıktan sonra, ermiş: “Şimdi de sevgiyi gerçekten bilip yaşayanları çağıralım yemeğe” demiş. Yüzleri aydınlık, gözleri sevgiyle gülümseyen ışıklı insanlar gelmiş oturmuş sofraya. Ermiş: “Buyrun bakalım” deyince de, her biri uzun boylu kaşığını çorbaya daldırıp karşısındaki ihvanına uzatıp içmişler çorbalarını. Böylece her biri diğerini doyurmuş ve kendisi de doymuş olarak şükür içinde kalkmış sofradan. “İşte” demiş ermiş. “Kim ki hayat sofrasında yalnız kendini görür ve doymayı düşünürse, o aç kalacaktır. Ve kim ki, kardeşini düşünür de doyurursa, o da kardeşi tarafından doyurulacaktır şüphesiz. Şunu da unutmayın ki, hayat pazarında alan değil, veren kazançlıdır her zaman.” ALINTI
  23. Köylü Kadın

    Genç kız, el aynasında makyajını kontrol etti; "-Gayet iyi." dedi. Güzelliğinden emindi.Çevresindeki erkeklerin pervane olmasından zaten biliyordu güzel olduğunu. Hayatın tadını çıkaran, rahat yaşayan biriydi. Cep telefonu çaldığında, akşam arkadaşlarıyla hangi eğlence yerine gideceğine karar vermeye çalışıyordu. Telefondaki numaraya baktı, arayan annesiydi. - Alo.kızım, nasılsın? - İyiyim anne. Ne oldu - Sana bir surprizim var. - Surpriz mi? - Evet.Çok eski bir arkadaşım, dostum şehrimize gelmiş.. - Eee kimmiş. - Kim olduğu surpriz. Fakat, onu senin almanı istiyorum. - Ben mi? - Evet, senin iş yerine yakın olan parkı biliyormuş. Parka gitmesini ve seninle buluşmasını söyledim. Senin de parka gidip onu almanı istiyorum. - Anne, ben böyle şeyleri sevmem, kendin halletsen. - Kızım 1-2 saatlik bir işim var. Ayrıca seni bebekliğinden tanıyan bir arkadaşım. Seni görünce mutlaka çok sevinecektir. - Amaaan. Peki peki. Nasıl tanıyacağım. -Evden çıkarken üzerine giydiklerini tarif ettim.O parkta bazı oturaklar piknik masası şeklinde. Parkın sinema tarafı girişindeki ilk piknik masasına otur. O gelince seni bulacak. -Tamam anne..tamam. - Kızım senden her gün mü bir şey istiyorum.Üniversiteyi bitireli, hele de işe gireli bir fatura yatırmaya bile göndermedim. - Hemen darılma, tamam dedim ya. O nasıl tamam demekse. Neyse, hadi o zaman, izin al da çık, bekletme. Ben de işlerimi bitirip hemen geleceğim. Genç kız, izin alıp çıktı.Kısa bir yürüyüşten sonra parka vardı. Bu parkta daha önce hiç oturmadığını farketti. Arkadaşlarıyla hep paralı,lüks eğlence yerlerine giderlerdi. Annesinin tarif ettiği, girişteki ilk masayı buldu, boş olan kısmına oturdu. Masanın diğer tarafında bir köylü kadınla, küçük kız oturuyordu. Onlarla aynı yerde bulunmaktan utandığını hissetti. "-Annemin arkadaşı çabucak gelse de, şunlardan kurtulsam" diye düşündü. Köylü kadın çekinerek seslendi; - Afedersin kızım, bir şey sorabilir miyim? "Kızım" diye seslenmesi iyice sinirlerini bozdu. - Ne var, adres mi soracan! .. Sert çıkış karşısında kadın sesini alçalttı; - Hayır kızım, başka bir şey soracaktım. - Sizin gibi cahiller ya adres sorar, ya para ister. Köylü kadının kızaran yüzüne aldırmadı bile. O sırada şık ve lüks giyimli, orta yaşlı bir kadının uzaktan yaklaştığını gördü. "-Nihayet." diye düşündü. Ayağa kalkıp kadını karşılamaya çalışırken, kadın yanlarından geçip gitti. Somurtarak geri oturdu. Yanındaki küçük kıza daha sıkı sarılmış köylü kadının gözünden bir damla yaşın süzüldüğünü gördü. Kadın gözyaşını saklamak için diğer tarafa dönünce bir yüzündeki büyük yanık izi göründü. Genç kız manalı manalı güldü; - Bak kolayca gözyaşı dökebiliyorsun, yüzünde de çirkin bir yanık izi var. Burda ne bekliyorsun geç bir köşeye aç mendilini ağla. Fakat ağlamayla benden bir şey koparacağını sanma, tamam mı? Kadın dayanamadı; - Cahil deyip duruyorsun. Ne cahilliğimi gördün. Tanımadığım bir kadına, torununun yanında hakaret mi ettim! . - Oooo... laf yapmayı da biliyormuş -Anlaşıldı kızım, sen üniversite bitirmiş, çok şey öğrenmiş olabilirsin ama insanlıktan sınıfta kalmışsın. Torunumu okutmak için uğraşacaktım. Fakat seni görünce vazgeçtim. Yaşlı kadın, küçük kızı alıp masadan kalkarken, boşalan yere doğru şık giyimli bir kadın yaklaştı. Cevap vermek için hazırlanan genç kız zengin giyimli, şık kadını görünce uzaklaşan yaşlı kadına cevap vermekten vazgeçti. Yaşlı kadın geriye bakmaya çalışan küçük kızın başını eliyle engelledi. Bir süre sonra, genç kızın annesi parkta yanına geldi. - Merhaba kızım, Zeynep teyzen nerde? - Kimse gelmedi anne. En son bir bayan geldi, yanıma oturdu. O da sadece dinlenmek için gelmiş biriymiş. - Allah Allah! ... giyindiklerini çok iyi tarif etmiştim, seni nasıl bulamadı anlamadım. Yanında küçük bir kız olacaktı. Genç kız bir an durakladı. -Küçük bir kız mı? - Evet - Anne! . biz zengin, kültürlü insanlarız. Herhalde arkadaşın da zengin, kültürlü biridir, değil mi? - Kültürsüz değil ama zengin değil. - Sakın bana köylü bir kadın olduğunu söyleme. - Köyden gelen kadına ne denir ki! .. - Oh. iyi iyi, köylü kadınları karşılmaya beni gönderiyorsun. - Kızım, o kadına bir borcumuz vardı. O zamanlarda borcumuzun karşılığı bir şey veremedik. - Gün gelir, bir ihtiyacım olduğunda, ben kapınızı çalarım. Dedi ve işte bu gün kapımızı çaldı. - Ne istiyormuş? - Torununu okutmamızı istiyor. Baban şimdi arabayla gelip hepimizi alacak, kayıt için okula götürecek. - Anne, o köylü kadına ne borcun olabilir ki, anlayamadım? Annesi, kızının öfkeli ses tonuna dayanamadı; - Kızım, sen bebekken biz köydeydik. - Eee. - Sana yıllar önce bahsetmiştim, köydeyken evimiz yandı, biz de inekleri,atları,tarlaları neyimiz varsa hepsini satıp köyden göçtük, demiştim. -Evet, hatırladım. - O yangınla ilgili bir ayrıntıyı, seni üzülebilir veya seni evde yalnız bıraktığımız için darılabilirsin korkusuyla anlatmamıştık. - Herhalde şimdi anlatacaksın. - Baban evde yoktu, ben de su doldurmaya köy pınarına gitmiştim. Lodos mu ne diyorsunuz, işte o rüzgar bazen ters esiyormuş, yukardan aşağı filan. Sen beşikte uyuyorken rüzgar bacadan içeri esince közler ocaklıktan tahtalara sıçramış, yangın başlamış. Pınar yerinden dumanları görüp koştuğumda alevler heryeri sarmıştı. Birazdan yıkılacak gibi görünen eve yine de girmek için atıldığım anda Zeynep teyzen kucağına seni almış olduğu halde dışarı fırladı. O sahneyi hiç unutamam; onun kucağından seni aldığımda o çığlıklar atıyordu. - Niçin? - Seni kurtarırken, sağ tarafı yanmıştı. Gelince görürsün sağ yanağında ağır bir yanık izi var. Çok acı çekti çook. Dur ağlama, seni bu kadar üzeceğini bilmiyordum. Tamam kızım, bak makyajın akıyor, ağlama. Hah! .. baban da geldi. Fakat Zeynep teyzen hala bizi bulamadı. ALINTI
  24. Nereye Baksam Sen Varsın