Nasreddin Hoca

Üye
  • İçerik sayısı

    256
  • Katılım

  • Son ziyaret

İletiler bölümüne Nasreddin Hoca kullanıcısının eklediği dosyalar


  1. Adamın biri yolda bir çocuk görmüş. Adını sormuş. Çocuk tam adını söylicekken Dur Dur demiş adam. Ben tahmin edeyim senin adını. Sen sadece baş harfini söyle. Çocuk "Y" demiş. Adam başlamış saymaya.

    -Yunus

    -Hayır

    -Yakup

    -Hayır

    -Yusuf

    -Hayır

    ...

    Adam sinirlenmiş. Başlamış kız isimlerini saymaya.

    -Yeliz

    -Hayır

    -Yeşim

    -Hayır

    ...

    En sonunda kızan adam.

    -Ne ulan senin ismin! demiş.

    Sonra çocuk.

    -Yamazan


  2. Yaşamda zaman, zaman can sıkıntısı bataklığına düşersin. Her şeyi anlamsız ve boş görünür. Amaçsızca salınıp durursun, gelen dalgalarla mücadele etmeden bırakıverirsin hayatın akışına kendini. Hiçbir iş yapmak gelmez içinden, bazen öyle’ ki canına kıymayı düşündüğün zamanlar olur. Ruhuna karanlık bulutlar çöker yaşam ışıklarını sönmüş gibi olursun. Rüzgârın uçurduğu poşet gibi anlamsız, amaçsız savrulup durursun. Kendini değersiz ve gereksiz görürsün. Bir adım sonrakini göremeyecek kadar önünü göremezsin.

    Yaşamda bir şeyler istediğimiz gibi gitmediğinde, terk edildiğinde, işten atıldığında, engelin verdiği zorluklardan kendini çaresiz hissettiğinde, dostların ilgisizliğinde… Anlamsızlık çöker yüreğine beynine ve tüm bu olumsuzluk girdabında can sıkıcı bunaltıcı duyguları solursun hep

    Anlamda anlamsızlıkta esasen içimizde penceremiz kapalı perdesi çekilmiş elbet güneş gelmez. Önce açın pencerenizi ışığa doyun kana kana, doya doya tertemiz mis gibi havayı teneffüs edin. Açmakta elimizde, kapamakta deyimli? Böylece ön yargılardan kurtulmuş olacaksınız.

    Her şeyin bir anlamı var bu anlamda var olmanın anlamını düşünün, yaşamda kendi rolünüzü düşünün

    Dünyayı anlamlı kılan, evreni anlamlı kılan benim, sensin, bizleriz, sizlersiniz. Oyuncusu olmayan bir futbol sahası düşün, ne anlamı varki? Anlamsızlık duygusunu pekiştiren saplantılı kozmik bakış açısından kurtulalım. Kendi dünyamıza haps olunmaktan kurtulalım. Canlı cansız tüm varlıkları düşünelim her birinin var olmasının bir anlamı var. Var oluştaki bu anlamın hikmetini görelim. Her bir yaratılan evrene farklı renkler katar, bizlerde kendimize düşen renkleri saçalım yaşama

    Buranında bir anlamı var. Hani başta demiştim ya ‘’Dostluk Adası.’ Buraya anlam katanda sizlersiniz. Hava konuşmasıyla, Aylin açık sözlülüğüyle, İbrahim dostluğuyla, Zeynep şiirleriyle, Züleyha siteye sadakatiyle,… her biriniz kendinizden bir şeyler katarak, farklı özelliklerinizle anlam kazandırısınız buraya, tıpkı yaşama kattıklarınız gibi

    Yaşamda can sıkıntısı bataklığından kurtulmanın yolu önce pencerelerimizi perdemizi açıp sonrada yaşamdaki anlamı çözmekte, yaratılıştaki nedeni bilmekten geçer..


  3. <P style="FONT-SIZE: 17px">Kanal D'de ekrana gelen "Fatmagül'ün Suçu ne?"deki tecavüz görüntüleri ile atv'de yayınlanan 'Kılıç Günü'ndeki 'eşcinsel yatak sahnesi', izleyicilerin yoğun tepkisiyle karşılaştı. Yapımcıların temkinli yaklaştığı bölümler için Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK) 'elimizde yetki yok' açıklaması ise izleyicilerde hayal kırıklığına neden oldu. İzleyicinin tepkisine hak veren uzmanlar da dizilerdeki müstehcen sahneler için tedbir alınması gerektiğini söylüyor. <P style="FONT-SIZE: 17px">Televizyonları başıboş bir saha olarak gören psikiyatrist Prof. Dr. M.Kemal Sayar, özel kanalların pedagog ve psikologlardan oluşan bir danışma kurulu oluşturmasını önerdi. Sayar'ın danışman fikrine katılan psikolog Mehtap Kayaoğlu farklı bir konuya dikkat çekti: "Sürekli ekranda şiddet ve tecavüz sahnesi izleyen bir çocuk için bu tür sahneler bir müddet sonra sıradanlaşacaktır." Bunların önüne geçmenin bir ekran polisiyle mümkün olmayacağını düşünen sosyolog Ragıp Duran ise 'barış kültürünün geliştirilmesi' fikrini savunuyor: "Barış kültürünün ve tecavüz konusuna kadın bakışının geliştirilmesi şart. Medyayı ıslah etmek mümkün olmaz. Savaşmayın konuşun, savaşmayın anlaşın demek lazım." <P style="FONT-SIZE: 17px">Fatmagül ilk değil <P style="FONT-SIZE: 17px">Reyting için çekilen tecavüz sahnesi yalnızca saat 20.00'daki "Fatmagül'ün Suçu ne?"de yaşanmadı. 'Ateş ve Kül', 'Menekşe ile Halil', 'Küçük Kadınlar', 'Bir Bulut Olsam' gibi yapımlardaki sahneler de günlerce konuşulmuş, medyada gündem olması reytinglerini yükseltmişti. Yine geçtiğimiz dönem sona eren 'Binbir Gece'nin ilk bölümünde benzer sahneler yaşanmıştı. Yapımcılar için tek kriterin reyting olması ahlaki değerleri ikinci plana atarken, bundan en çok zararı hiç kuşkusuz izleyiciler ve erken saatte ekran başında olan çocuklar görüyor. Bunlar hayatın gerçeği diyemezsiniz

    (Alıntı)


  4. Dost...

    Önce Hissetirebilmeli İnsan Dost yanını, Sonra Karşıdan Beklemeli Dost Yüreğini...

    Zaten Yüreğinin Dost Köşesine Koymuşsan Karşındakini Hissettirmek Çok da Zor Olmaz......

    O da Hissetmişse Dostluğunu, Koyabilmişse Seni Dost Yüreğine Daha Ne Olsun ki...

    Dostluk Bir Anlık Olay Değildir Ama...

    Bir Selamla Arkadaş Olmak Mümkün...

    Ama Dost Olmak Bambaşka, Nasıl Bir Selamla Olmuyorsa, Çok Fazla Bir Çaba da İstemez Sizden....

    Yüreğinizin Dost Köşesi Açıksa ve Hissettirebilirsanız Dost Sıcaklığını Gerisi Kendiliğinden Gelir Zaten...

    Dost Yüreğinizin Açık ve Dostluklarınızın Bakii Olması Dileklerimle...

    Dostluk Üzerine Yazılmış Güzel Bir Yazı Olmuş Kalemine Yüreğine Sağlık Hocam.... Ben de Kendimce Yorum katmak İstedim.....

    Bu güzel yorumunuz için teşekkürlerr..


  5. Leyla değilim dost,

    Lakin cağırırsan çöllere gelirim.

    Sana yalan halde gelmem,

    Kapıyı caldığımda kim o dersen,

    ben olmam kapında sen olur gelirim.

    Sen gel de yeter ki, yola yük olmam yol olur gelirim.

    Mevlana

    Umarım soracağınız soruya cevap olur hocam :)

    Emeğinize kaleminize sağlık

    Teşekkürederim Aylin

    Ancak benim sorularım farklıydı biliyorsun

    son bir kaç kişi kaldı onlarada sorabilseydim :D


  6. yalnızlık güzel şey kafasını dinler insan

    hele şöyle serin akan bir dere kenarında yeşillikler içinde masmavi hayallerle yaşamak.

    derdini kederini bir nebze olsun akan suya bırakıp birazcık rahatlamak ne güzel şey.

    emeğine sağlık hocam. çok güzel bir paylaşımdı.

    Dost canlısı güzel insan

    yorumlarınız için çok çok teşekkürederim


  7. Qysa insanı büyüten yalnızlık mıdır havel?

    biz bu kentlerde

    bu ömürlerin gecelerinde çürüsek bile

    şimdi eski dağlarda vakur bir şafak yırtılmaktadır

    ve dışarıda üşüyen bir haziran

    kalbimde yılların tufanından artık bir hazan

    YILMAZ ODABAŞI

    Diyor Yılmaz usta

    Bu güzel yazıyı bizlerle paylaştığınız için teşekkürler Hocam devamının gelmesini bekliyoruz emeğinize sağlık

    ben teşekkürederim güzel yorumlarınız için :)


  8. Yalnızlık, yalnızlık…

    Çoğu kez içinde kapaklanıp kaldığım bir duygu. Kimi zaman etrafında dönen insanlar yine yok. Acılar yine çöreklendi yüreğime. Samimiyetten yoksun yapay davranışların sahteliği yaraladı bu yüreği

    Hayatın acılarına dayanamayıp, yalnızlığın, çaresizliğin verdiği sıkıntıları gidermek için yaslanacak bir dost aramadım kendime. Dostluk anlayışıma menfaat karışmadı asla.

    Esat hocamın söylediği gibi menfaattarın bulunduğu yerde dostluk olmaz çünkü. Gönül eğlendirmek içinde kendime dost aramadım. Başkalarını ayakta durabilmek için koltuk değneği olarakta kullanmadım.

    Yaşam bana piyango ikramı gibi vermedi zenginlik. Hayatı yaşamı tırmalaya, tırmalaya aşarken sırtımda erdemden başka bir şey taşımadım. Onurum gururum yoldaşım oldu hep

    Onca insanların içerisinde kaybolup gitmektense kimsenin olmadığı tenha bir yerde kendi gönül ekmeğimi pişirip yemeyi yeğlerim. Dağların zirvesinde bulutlara erişerek yükselirim. Kuşlarla konuşur rüzgârı dinlerim sonra oltamı alır balıklara anlatırım derdimi

    Gecenin karanlığında yıldızlar olur bana kardeş. Ay baba olur olur. Karanlık eş. Sigaram dost.

    Artık yeniden kendi yalnızlığımda kalma vakti. Tıpkı eskilerdeki gibi. Düşüncelerimi değiştirecek nedenler olabilirmi bilemiyorum yalnız olmak istiyorum. Ben gururum ve onurum.


  9. Dostluk adına çok şeyler yazıldı. Nice yazılar, şiirler, şarkılar, kitaplar… Dünya dolusu yazılsa dostluk adına az bile. Şarkılar türküler hiç durmadan dostluğu anlatsalar dostu anlatsalar az bile, gerçek bir dostu, gerçek dostluğu ama

    Hayatta sevgi saygı yoksa paylaşım yoksa hele hele dostluk, yoksa gerçek bir dostun yoksa, yaşamın ne anlamı kalır ki

    Sevgiyi, sevgiliyi bulursun yaşamda ama gerçek bir dostu her zaman bulamazsın. Onun için gerçek dostlarımız varsa eğer, onların kıymetini bilelim. Dostluğunu hissettiğin tüm dostlara dostluğumuzu olabildiğince hissettirelim, zira dostluk dostunun dostluğunu hissedebilmektir. Gün bugün an bu an dostlarımıza karşı davranışlarımızı sorgulamanın zamanı. Yarın geç olabilir çünkü. Bu gün istediğimize istediğimizi söyleyebiliriz ama yarın, yarın dostunu bulamayabilirsin. Üstelik yarınında garantisi yok. Onun için gün bugün diyorum. Dostlarımıza hak ettiği ilgiyi sevgiyi gösterelim dostluğu hissettirelim. Yoktan kırılganlıklar bahanesiyle kırmayalım kalpleri

    Bu yazıya başlamadan önce dostluk adına yazmış olduğum bir yazımı yeniden okudum. Yapılan bir yorumda; ‘’Sanırım dostlarımıza (veya başka bir ifadeyle dost sandıklarımıza) dostluğu öğretmek en zoru’’ demiş. Dostluğun evrensel bir anlayışı varmıdır yoksa kişiden kişiye dostluk anlayışı değişiyor mudur bilemiyorum. Ama bende zaman zaman dost bildiklerimin dostluk anlayışını sorguladığım çok zaman oldu. Benim dostluk anlayışımda mı bir sorun var düşüncesiyle özeleştiride yaptım hatta kimi yakınlarımla paylaştığımda oldu. Sonra ölçüyü buldum ’’hissetmek.’’ Kendini biliyorsun zaten dostununda dostluğunu hissediyorsan tamamdır.Tek taraflı dostluk olmaz çünkü

    Arkadaşla dostluğu çok zaman karıştırırız oysaki dost ve arkadaş arasında o kadar fark var ki; Arkadaş bir damla suysa, dost denizdir deryadır. Arkadaş çıraysa dost sönmeyen bir ateştir. Arkadaş küçük bir adaysa, Dost dünyadır, Arkadaşı işin olduğunda görmek istersin ama dostu hemen her zaman, iyi gününde kötü gününde sevinçlerini ve üzüntülerini paylaşmak istediğin ilk akla gelen kişidir. Arkadaş zamanla unutulur ama dost, dost aklından çıkmaz ki.

    Dostlarımıza dostluğumuzu hissettirelim, sevdiklerimize sevgimizi haykırarak söyleyelim. Onların buna ihtiyacı var. Neden’ mi? Çünkü bizimde ihtiyacımız varda ondan